Kongre dönemi vesilesiyle: CHP Gençlik Örgütlerine dair birkaç söz

Gökçe Gökçen

Uzun zamandır CHP Gençlik Örgütlerinin yapısına ve çalışma şekillerine yönelik birçok düşüncem birikmişti, bu yüzden kongre dönemi vesilesiyle bu fikirlerin bir kısmını toparlamak istedim. Öncelikle şunu belirtmeliyim: gençlik örgütleri arasında en canlı kampanyaların yapıldığı, kongrelerin en hareketli geçtiği örgütlerden biridir CHP Gençlik Örgütü. Örgüt içinde çok eleştiri alan delegelik sistemine rağmen kazananın gerçekten önemli bir meşruiyet kazandığı kongreler şu anda da gerçekleşiyor. Hareketli ve ön plana çıkan kampanyalar başarıya ulaştığında ise geriye ne kalacağı, dönemin nasıl yürütüleceği de ayrı bir merak konusu oluyor. Genellikle de hangi gruptan olursa olsun, benzer eleştirilere maruz kalan, ama bir yandan da aktiflik dozu giderek artan yönetimler ortaya çıkıyor. Bu yazıda genel merkez de dahil olmak üzere, gençliğin her kademesinin seçilmiş yönetimlerinin çalışma tarzına dair bazı -örgüt içi- önerilerim olacak. Örgüt dışından olanlar biraz sıkılabilir, uyarmış olayım. Türkiye’de tepkisiz kalınmaması gelen yüzlerce, binlerce olay; hatırlanması, hatırlatılması gereken yüzlerce haksızlık, unutturulmaması gereken yüzlerce mağdur, haksızca kaybettiğimiz binlerce canımız var. Bunlara da -mevcut iktidar sağ olsun- her geçen gün hızlıca yenileri ekleniyor. En büyük muhalefet partisi ve gençlik örgütü olarak doğal olarak bütün bu hafıza tazeleme işlevini üstlenip kendimizi korumaya, bir yandan da bulunduğumuz noktadan daha solda durmanın yolunu aramaya uğraşıyoruz. Dolayısıyla büyük bir iş yükü meydana geliyor. Burada yapılması gereken etkinliklerin önemsizliğine değil, tam tersine önemine vurgu yapmak istiyorum. Yapılması gereken etkinliğin sayıca fazlalığı ve plansızlığı o etkinliklere çekilen dikkati de, katılan örgüt üyelerinin heyecanını da, örgüt dışından bilinirliğini de azaltıyor. Bu yüzden soruna biraz değinmekte fayda var. Örneğin, göreve gelen bir gençlik örgütü yönetiminin mutlaka ve mutlaka etkinlik yapması gereken günler veya durumlar aşağı yukarı şöyle oluyor:

  • Antiemperyalizm ve toplumun onurlu yaşama hakkı vurgusuyla milli bayramlar
  • Atatürk’ü anma
  • Deniz Gezmiş anmaları
  •  Sivas anması
  • Faili meçhul cinayetleri hatırlatma
  • Reyhanlı
  • Roboski
  • Ankara
  • Suruç
  • Gezi şehitlerini anma
  • İşçi eylemleri
  • Gezi benzeri sokak hareketleri
  • Örgüt içinden ve dışından yargılanan gençlerin ve Çarşı gibi grupların davaları

Bunların yanında ilçelerde eğer belediye varsa belediyenin etkinliklerine katılım, ilçe ana kademenin beklentileri, il ana kademeden gelen görevler, genel merkezin talepleri ve bunlara eklenen il gençlik örgütü yönetiminden ve genel merkez gençlik örgütü yönetiminden gelen beklentiler de ekleniyor. Üstelik yapılması gereken rutin yönetim toplantıları, ilçe yönetim kurulları birleştirilmiş toplantıları, tercihen örgüt toplantıları vs de buna eklenince gençlik örgütünü yönetmek gönüllü bir tam zamanlı işe benziyor, ki işveren olmayan veya maddi durumu ortalama bir genç için hakkıyla yerine getirilmesi imkansız bir görev bu. İmkansızı başaranlar da tabi ki yok değil, ama istisnalar kaideyi bozmuyor.Bütün bu yoğunlukta örgüte katılan bir genç, hele bir de seçim dönemi görmüşse aklından şunu geçiriyor: “Biz neyi değiştiriyoruz ki?” Şüphesiz, sokakta, direnişin içindeki bir gençlik örgütü değişimin kıvılcımını yakmakla birlikte değişimin bir parçası da oluyor; fakat bir yandan da olan bitenin peşinden tepki vermekten yorgun düşüyor. Üyeler fikir ve proje üretimi yapılmadıkça kaybediliyor. Sıklıkla sezdiğim bir yanlış anlaşılma var: sokakta mücadele vermek, salonlara sıkışıp kalmamak her olayın ardından eylem ortaya koymakmış gibi anlaşılıyor. Fakat fikir üretimi ve sokakta mücadele birlikte düşünülmeyecek şeyler değil, tam tersine, ayrıştırılmaması gereken siyaset şekilleri. Yani mücadeleyi ve çalışmaları sürekli kılmak için öncelikle o dönemdeki siyasi amaçları bilmemiz gerekiyor. CHP’nin çizgisini ve CHP Gençlik Örgütü’nün biraz daha soldaki çizgisini zaten biliyoruz, fakat bir üye şunu bilmeli: “Bu dönem bu örgütle çalışırsam somut olarak ne için mücadele edeceğim, bunun için neler yapacağım ve nerelerde bunu dile getireceğim? Örgüte faydam ve bunun bana geri dönüşü ne olacak?” Avrupa çapında birçok gelişmeye tepki vermekle birlikte istikrarlı olarak genç işsizliğine çözüm vurgusu yapan genç sosyalistlerin Avrupa’ya genç garantisi sistemini kabul ettirmesi; kadın haklarının güncel durumunun eskiye nazaran daha iyi olmasının kadın mücadelesi sayesinde olması gibi. Bunlar için iktidara gelmeye, hatta ana kademe yönetiminde görev almaya bile gerek yok: asgari ücretin 1300 TL olup olmaması bir yana, CHP istikrarlı bir asgari ücret politikası ortaya koydu, çok uzun süre dahi geçmeden, iktidara da gelmeden iyi ya da kötü bir sonuç alındı. Bu şekilde temelli ve istikrarlı bir politika oluşturulmalı ve yapılan her uygun eylem ve etkinlikte, her ziyarette bu politikanın arkasında tek vücut olarak durulmalı. Sonuç almak sanıldığı kadar zor olmayacak. Kuşkusuz, böyle bir politika oluşturmak için silkinmemiz şart. Örgüt içindeki dünyamızla örgüt dışı dünyamız arasında bu kadar büyük bir fark olmamalı. Halkın kendisi bizken, işsizliği, işçiliği, sömürüyü, umutsuzluğu, parasızlığı çeken bizken bu sorunları bireyselmiş gibi bir kenara atmak yerine toplumsallığının farkına varıp bir an önce bunların çözümü için kafa yormalıyız. Basitçe ve açıkça söylüyorum -ki kendimize de itiraf etmeliyiz-, birçoğumuz büyüyünce hayat bizim için biraz daha yerleşik, biraz daha heyecansız olacak ve mücadele gücümüz bugünkü kadar kalmayacak. Geriye baktığımızda; bütün bu andığımız canların, kaybettiğimiz devrimcilerin, daha iyi bir Türkiye uğruna canını veren insanların mücadelelerini yüceltecek somut başarılar meydana getirdiğimizi görmek mi, yoksa bütün gücümüzü tüketip üyelerimizi kaybetmiş olmayı mı istiyoruz? İçinde bulunduğu ekip, grup, hangisi olursa olsun, arkadaşı, tanıdığı kim olursa olsun bu soruya içtenlikle doğru cevabı veren birçok genç tanıyorum. Yalnızca bir araya gelip doğru düşünmeye ihtiyacımız var ve bunun olacağını biliyorum.Sevgiyle.

Etiketler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu
Kapalı