Bir Otobüs Güncesi 5

Naciye Çat
Latest posts by Naciye Çat (see all)

Müzik ruhun gıdasıdır. Bu gıdayı hemen her yerde almaya çalışırız. Temizlik yaparken, duş alırken, keyifliyken, mutsuzken ve otobüsteyken. Bir anlam yükler, şarkı sözlerinin yarattığı zihinsel seyahatlerle bir yerlerden bir yerlere gidip geliriz. Erişimi şimdilerde kulaklık aracılığıyla daha pratik. Ama hınca hınç dolu bir otobüste de ne bileyim olmuyor yani. Hele kalitesiz kulaklıkların dışarı yaydığı ses tam bir facia. Gıda zehirlenmesi yaşamak gibi bir şey. Gerçi temel ihtiyaçlarının haricinde bir harcama yapıp kulaklık satın alabilen böylesine zengin bir halkla aynı otobüs çatısı altında olmak beni mutlu etmeli. Zoraki mutluluk da bünyemde mutsuzluğa sebep olacağından kendimi stabil bırakmalı en iyisi.

Şarkılara istemesem de kulak misafiri oluyorum. Çalan şeyin ne olduğunu tahmin ederken veya benden evvel inmişse gün boyu acaba neydi neydi diye beynimi didiklerken buluyorum kendimi. Madem kulaklığın kalitesinden kısarak bize de dinletiyorsun şarkı kalitesinden neden kısıyorsun be insanoğlu. Altı yaşında beste yapmış, otuz beş yaşında sefalet içerisinde kimsesizler mezarlığına gömülmüş Mozart’ı dinle. Acı, fakirlik ve küçük yaşta bu dehaya sahip olmak. Nasıl, ülkece en sevdiğimizden değil mi? Erken saatlerde bangır bangır dinlenilen müziğin kişide ne yarattığıyla ilgili ciddi meraklarım olmaya başladı.

­-Beyefendi, kulak zarınız ne alemde?

-Senden çok ben dinliyorum şu zımbırtıyı küçük hanım, acaba hangi durakta ineceksiniz?

-Sabahın aydınlanamamış bu köründe içinizde nasıl bir müzik aşkı ile yanıp tutuşuyorsunuz ki nefes bile alamadığım koku duyumu yitirmişken şimdi de sizin sayenizde duyma duyumu kaybetmek üzereyim. Bana verdiğiniz tahribat sebebiyle kendinizi üzgün hissediyor musunuz?

-Saygıdeğer Amcacığım, şu arabesk ruhundan ne zaman kurtulacaksın? Eyvallah dönem dönem biz de dinleriz şu mereti. Hani her şeyin bir yeri ve zamanı vardı?  

Kafamı kitaba gömmüş, gözümün önündeki kelimelere anlamsız bakarken bunlar geçiyordu zihnimden. O esnada gençten bir çocuğun inmesiyle bazı uğultular yükseldi.

-Ne kulak var be!

-Tüm gürültüyü bize dinletti.

-İndi de kurtulduk. Dinlediği şey de müzik olsa bari!

-Biraz daha dursaydı bi maraza çıkardı kesin.

Duyduklarım karşısında uyanan sınıfsal bilince mi sevineyim yoksa gürültüden nemalanan yeni nesle mi üzüleyim, bilemedim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu
Kapalı