Bir Otobüs Güncesi 3
- Jöleli Bekleyiş - 31 Ağustos 2020
- Hey Gidinin Dünyası - 4 Mayıs 2020
- Son Otobüs Güncesi - 12 Nisan 2020
Kahvesiz ayılamayanlardan mısınız yoksa pazartesi sendromuna yakalananlardan mı? İster Çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdan olun ister Çekoslavakyalılaştırdıklarımızdan, bir otobüs yolcusuysanız her nevi insan olmaya mahkumsunuz. Mesela ben; istisnasız ayakta gidebilenler, yer yer tutamaç bile bulamayıp Allah’a emanet g.te mukayyet şeklinde yolculuk edenlerdenim. Bugün de ayakta gitmenin bana vermiş olduğu özgüven ile arkalara doğru ilerlerdim. Arkalara doğru dediysem aklınıza öyle arka kapı civarı falan gelmesin he. Bildiğin ön kapının biraz ilerisi, ilk oturanlar ile şoför makamı arasındaki hafif genişlikte sıkışıp kalanlar güruhundayım. Çoğunluğun indiği bir durak var ki ne zaman binsem o durağın gelişini iple çekerim. Olur da yakınımda oturan iki üç kişi inme eğilimi gösterirse akbaba gibi çörekleniveririm. Tam da o an düşündüklerim evrenden sekip gelmiş olacak ki orta yaştaki erkek -artık onu hepiniz tanıyorsunuz- inmek için kıpırdandı. Yılların vermiş olduğu tecrübeden kaynaklı bir mağlubiyetten söz edeceğimi zannetmeyin sakın. Laaaaaaappppssss diye oturuverdim sıcacık koltuğa. Ayaktaki bazı kişilerle göz göze gelmeler, ne ara kaptın yahu süzüşleri… zerre umrumda değil
Zar zor gelen bu kısmetin keyfini sürmek için yayıldıkça yayılıyordum. Hadi kızım, öyle ballısın ki bu kısmet TOKİ’ye yazılan da yok. Bugün kitabı oturarak okuyacaksın. Bu hınzır düşünceler suratımda istemsiz bir gülümsemeye yol açıyordu. Gel durak git durak sonra ayakta duranlar koridor tarafında oturanlara bildiğin abanarak yol katediyorlar. Omzumu bilerek ve abartılı bir hareketle çekmeme rağmen hiç oralı değiller. Aksine ben çektikçe daha da üzerime geliyorlar. Bir an için yanımdakine gıptayla baktım. Rahatsızlığımı anlayan cam kenarı orta yaşlı erkeği “Allah kurtarsın” bakışıyla beni teskin etmişti adeta. Sonra dedim ki lüks senin neyine? Kalk, sallantı ve dirsek çarpmalarıyla birlikte o kitabı oku. Yaklaşan durak etkisiyle vücutta olagelen hafif kıpırdanma rutinini yaşamadan yerimden fırlayıverdim. Ani davranışımın kalabalık üzerinde hiçbir etkisi olmadı bile. Bu içsel isyanımın içimde patlamasıyla yerimi yeni bir akbabaya vermeye mi üzüleyim, alışmadık g.tte don durmaz atasözüne harfiyen uymama mı; bilemedim